UYUŞTURUCULAR VE UYARICILAR - 2

Тема в разделе "Diğer Kimyasal Maddeler ve Zararları", создана пользователем Last_Ottoman, 13/7/14.

Внимание, вы находитесь на запасном форуме который не работает и не будет работать, он просто для общения на случай если основной не работает.не покупайте тут не у кого! Основной форум Legalizer.info Legalizer.vip Legalizer.cc Legalizer.info Legalizer.vip Legalizer.cc
  1. TS
    Last_Ottoman

    Last_Ottoman Постоянный

    Регистрация:
    27/3/14
    Сообщения:
    42
    Карма:
    173
    Оценки:
    +96/0/-0
    Депозит:
    $500€






    C) MANTARLAR


    Mantarlar, algılama sürecinde değişiklik meydana getiren sert (‘hard’) uyuşturucular grubuna girerler. Mantarlar, psilosibin ve/veya psilosin içeren maddelerdir. Psilosibin ve psilosin algılama sürecinde değişilik meydana getiren maddelerdir. Bunlara ‘sanrısal hayallere’ neden ola maddeler denir.

    NASIL KULLANILIR: Mantarlar taze veya kurutulmuş olarak yenebilir.

    ETKİLERİ: Mantarlar hafif sanrısal bir etkiye sahiptir. Sanrısal hayaller (‘trip’) dalarsın. Gerçek dünyadan farklı bir dünyada yaşarsın. Zaman ve mekan kavramlarında geğişiklik yaşanır. Susayabilir, üşüyebilir veya mide bulanabilir. Mantarların etkisi dört ila altı saat sürebilir. Kısa sürede ardı ardına kullanıldığında mantarlar etkisini yitirir. Bu nedenle mantarlara bağımlı olma ihtimali azdır.
    RİSKLERİ: Dalındığı sanrısal hayal (trip) yüzünden zihin karışabilir ve tedirgin olunur. Korkulara yakalanabilinir, buna göre ‘kötü sanrısal hayal’ (‘bad trp’) oluşur. Mantarları kendi başına toplamak risklidir. Aranılan mantarlara benzeyen zehirli hemcinsleri tehlike oluşturur.

    SOKAK ADLARI: Paddo, psilo.

    II - UYARICILAR A) STIMULANLAR


    1 ) AMFETAMİNLER:

    Amfetaminler, sentetik olarak elde edilirler. MSN üzerinde uyarıcı etki yaparlar. Fiziksel performansı yükseltiğinden günümüzde sıklıkla başvurulan doping maddesidir. Amfetaminler; ruhsal yaşantıyı uyaran ilaçlar arasında yer alır. Amfetaminlerin temel yapısını, fenilatilamin çekirdeği oluşturur. En sık rastlanılan tipi fenitilin, metamfetamin veya amfetamin+kloramfenikol ‘Captagon’ adı altında satılan tabletlerdir. Kimyasal yapılarına göre, uyarıcı etkileri birbirinden farklı, değişik amfetaminler vardır; en çok tanınanları şöyle sıralanabilir:
    Amfetamin (benzedrin)
    D-Amfetamin (Dexedrine)
    Metamfetamin (Desokxyn)
    Fenmezatin (Preludin)
    Bunlar arasında bağımlılar tarafından yaygın olarak kullanılan amfetamin (benzedrin) ve D-Amfetamin (Dexedrine)’dir.
    1920 yılında ABD’de solunum yolları ve benzeri hastalık tedavisinde kullanılan efedrinden daha etkili bir madde araştırılırken amfetaminler rastlantı sonucu bulunmuştur. Önceleri ağız ve burun yoluyla kullanıldığında sadece solunum yollarını genişlettiği sanılan bu maddenin beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindeki etkilerinin tanınması 1930 yılına kadar süren çalışmalar sonucu gerçekleşmiştir. 1940 yılından sonra değişik hastalıkların tedavisi için oldukça geniş uygulama alanı bulan amfetaminlerin tedavi sınırları bağımlılık yapmaları ve yan etkileri sebebiyle gittikçe daraltılmış 1970’li yıllardan sonra da belirli bir-iki hastalığa indirilmiştir. Dünyada zayıflama amacıyla amfetamin yada bu maddeyi içeren ilaçları kullananlarda bağımlılık yapması yan etkisi olması ve ruh hastalıklarının ortaya çıkması nedeniyle uygulama alanlarından kaldırılmıştır. Bugün; amfetaminler ender olarak aşağıdaki durumlarda kullanılmaktadır.
    Narkolepsi adı verilen, gün içinde özellikle tekdüze işlerin yapıldığı sırada ortaya çıkan önüne geçilmez derecede güçlü uyuklama durumu olan ve ender görülen bu hastalığın tedavisinde;
    Hiperaktif adı verilen, aşırı derecede hareketli olan çevreye uyumu güç ve okul başarısı düşük olan, beyin zedelenmesi geçirmiş çocukların tedavisinde;
    Bazı sara (epilepsi) türlerinde yardımcı ilaç olarak kullanılmaktadır.
    Bu ilaçlar ruhsal çöküntü durumların tedavisinde, yalnız yada diğer antidepresan ilaçlarla birlikte kullanılan amfetaminlerin kaugı, tedirginlik, intihar eğilimleri ve eylemlerini arttırdığı görülerek bu tür uygulamalardan vazgeçilmiştir.



    2 ) KOKAİN:

    Kokain uyarıcı etkiye sahip sert (’hard’) uyuşturucu maddeler gurubuna girer. Kokain, doğal kaynaklı olan uyarılanların etkilisi olarak bilinmektedir. Kokain, Güney Amerika kıtasının kuzey ve Kuzeybatısı boyunca uzanan And Dağlarındaki ılıman iklim koşullarında yetişen ve Erythoxylon Coca olarak adlandırılan bitkinin yapraklarından elde edilen bir alkoloiddir. Merkezi sinir sistemi üzerinede uyarıcı etkiye sahip bir uyuşturucu maddedir. Kokain hidroklorid (HCL) acı tatlı, beyaz, ince kristalize bir tozdur. İlk kez 1860 yılında Alman kimyacı Albert Niemann tarafından koka yapraklarından ayrılarak elde edilmiştir. ABD’de 1900’lerin başında ilaç, tehlikesi anlaşılana kadar, koka kola gibi içeceklerde yaygın bir biçimde kullanılmaya başlandı. Kokainin hammaddesi Kolombiya’da yerleşik kokain karterleri tarafından; Peru, Kolombiya sınırında işlenerek Kolombiya’da üretilen kokainle birlikte Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerine sevk edilmektedir. İkinci büyük koka yaprağı üreticisi Bolivya’nın Chapare vadisinde geniş koka üretim alanları bulunduğu, elde edilen hammaddenin komşu ülkelerden temin edilen kimyasal maddelerle burada kimyasal işlemlere tabi tutulduğu bilinmekte ise de, son zamanlarda Kolombiya kokain kartellerinin bu ülkedeki uyuşturucu pazarında söz sahibi oldukları anlaşılmıştır. Kısaca Kolombiya kokain kartellerinin dünyadaki kokain piyasasının büyük bir bölümünü ellerinde ttukları söylenebilir. Adı geçen üç ülke dışında, Venezüella, Panama, Arjantin ve Ekvator’da az miktarda kokain üretimi olduğu bilinmektedir.

    NASIL KULLANILIR: Burundan çekildiğinde veya enjekte edildiğinde uyuşturur. “Crack” kokainin sigara gibi içilebilir küçük parçalar veya “kayalar” halindeki formuna verilen addır. Crack kokain HCL’nin amonyak veya sodyum bicarbonat (pişirme sodası) ve su ile karıştırılması ve ısıtılarak kokain alkoloidin “baz” karışımın tuzu (hidroklorid) ortaya çıkarılması sonucunda elde edilir. Bu işlem uyuşturucunun gerektiği gibi yanmasını ve daha fazla kokain içeren dumanın elde edilmesini sağlar. “Crack” tanımı karışımın yakılarak içildiğinden çıkan seslerinden ortaya çıkmıştır.

    ETKİLERİ: Kokain kullanımı, kalp atışını arttırır, sahte enerji oluşumunu ortaya çıkarır ve geçici olarak kullanıcılara keyif, güven ve coşku vererek yorgunluğu azalttığı sanılır. Kokain’in efektlerinin süresi alım yoluna ve yoğunluğuna bağlıdır. Crack maddesi yakılarak içildiğinde yüksek miktarda kokaini ciğerlere göndererek damardan enjekte edilmiş kadar kuvvetli bir etki yaratır. Bu efektler neredeyse hemen ortaya çıkar, çok şiddetlidir ve 5 – 10 dakika sürer.

    KULLANIM İŞARETLERİ: Kokain veya crack kullanan bir kimse normal bir insandan daha enerjik gözükür, konuşur, sürekli kıpırdanır ve normalden fazla çenesini sıkar. Aynı zamanda tetikte olurlar ve hep izlenildiğinin sanısındadırlar. Ortak fiziksel etkiler ağız kuruması, terleme, uyku ve iştah kaybıdır. Bunlarla beraber kalp etışı ve tansiyon da artar. Sürekli kullanım davranış bozuklukları, rahatsızlık, paranoya ve hatta halüsinasyonlara yol açabilir. Bu efektler uyuşturucu vücuttan çıkana kadar yavaş yavaş azalır. Ağır kokain/crack kullanımının sonradan etkileri kilo kaybı, depresyon ve bitkinliktir.


    RİSKLERİ: Zamanla, kokaini her gün alan birçok kullanıcı uyuşturucuya karşı tolerans geliştirir, yani yarattığı etkileri yeniden yaşayabilmek için daha çok kullanmaya başlarlar. Kokain ve crackin etkilerinin kısa süreli olduğu düşünülürse kullanıcı sürekli olarak ilk ulaştığı “ sanalı” kovalar duruma gelir. Felç, kalp krizi, ani krizler rapor edilmiş ortaya çıkan durumlardır. Kalp hastası olan kişiler yüksek risk altındadır. Kokain/crack maddesinin kronik, ağır kullanımı kilo kaybı, cinsel problemler, tutarsız düşünme, aşırı değişken ruh hali, paranoya, saldırganlık ve psikoz gibi şikayetler doğurabilir. Bir çok bu gibi kullanıcı fiziksel olarak tükenmiş olur, böylece hastalıklara karşı savunmasızdırlar yani bağışıklık sistemleri zayıflamış insanlardır. Kokain buruna sürekli çekilmesi durumunda, burun zarlarının hasar görmesine sebep olur. Sürekli kullanımında, burun deliklerinin arasındaki dokunun delinmesi durumları oluşmaktadır. Kokain/crack’in yakılarak içilmessi ciğerlere hasar verir ve hızla artan emme kapasitesiyle birlikte daha fazla kullanıma neden olur. Kokain enjekte edilmesinin bir çok ciddi riski vardır. Kokain ka sistemine karışmasına ek olarak, enjeksiyon araçları paylaşıldığında HIV enfesiyonu/AIDS ve/veya Hepatit B ve C virüslerine karşı savunmasız hale gelirler.


    SOKAK ADLARI: Coke, C, K, Burun Açıcı, blow, Charlie, baz, çilek, beyaz, toz, free bas, kaya, crack, kristal, cennet tozu.



    3 ) KAFEİN:


    Kahve tohumunda bulunan Kafein, kahvenin etkili maddesi olup, merkezi sinir sistemi üzerinde hafif (‘soft’) bir uyarıcı etkiye sahiptir. Kafein laboratuarlarda sentez yoluyla da elde edilir. Kafein ve Kafein içeren ilaçlar tıp alanında dolaşım ve solunum sistemini güçlendirici olarak kullanılır. Ancak ilaç olarak kullanılan kafein kötü kullanımı ve bağımlılık yapması söz konusu değildir. Kafeine bağlı kötü kullanım ve bağımlılık kafein içeren kahve ve içecekler için söz konusudur. Az miktarda alınan kafein yorgunluğa karşı direnci yükseltir. Kısa bir süre beden gücüne, zihin çalışmasını, iş verimini artırır, uykuyu kaçırır, uzun süre kullanılması sonucu ruhsal bağımlılık yapmasına karşın fiziki bağımlılık yapmaz. Kimi kişilerde kafeine karşı aşırı duyarlılık vardır. Çok az miktarda alınsa bile kalp vurum sayısını artırır, baş dönmesi, bulantı ve kusma yapabilir.
     
    • Мне нравится Мне нравится x 3
    Последнее редактирование: 13/7/14